Saffan-ı Cemmal şöyle anlatmıştır:
“Biz Medine’den Mekke’ye doğru yol alıyorduk İmam Cafer Sadık’ı (a.s) kederli, hüzünlü ve mutsuz görünce ben, ‘Allah’ın Elçisinin torunu neden böyle huzursunuz’ diye sorunca şöyle buyurdu:
“Eğer benim duyduklarımı duysaydın, bu soruyu sormazdın.”
Ben kendisine ‘ne duyuyorsun’, diye sorunca buyurdu:
Meleklerin Allah’a yakarışlarını Emîrü’l-Müminin ve İmam Hüseyin’in (a.s) katillerine yaptıkları laneti ve cinlerin onlara yaktığı ağıtı ve onların kabirleri etrafında bulunan meleklerin ağlaşmalarını ve hüzünlerinin şiddetini duyuyorum. Bütün bunlar olurken bir insan nasıl yemeden, içmeden ve uymadan zevk alsın ve hoşnut olsun.”
Ben, İmam Sadık’a (a.s), ‘acaba bir kimse ziyarete gidip geldikten kaç gün sonra tekrar ziyarete gitmeli ve insanların ziyarete gitme aralıkları nasıl olmalı’ diye sorunca şöyle buyurdu:
“Yeri yakın olanlar bir aydan kısa sürede ziyarete gidip gelmeliler. Ancak vatanı uzak olanlar üç yılda bir ziyarete gidip gelebilirler. Yalnız üç yılı geçmemeli geçerse bu Peygamber’e (s.a.a) itaatsizlik ve akrabalık bağını koparma sayılır. Tabi mazereti olanlar bunun dışındadır.”
“Eğer İmam Hüseyin’in (a.s) ziyaretçisi yaptığı ziyaretle Allah’ın Resul’ünü (s.a.a), Emîrü’l-Müminini, Hz. Fatıma’yı, İmamları (a.s) ve biz Ehlibeyt’in şehitlerini nasıl sevindirdiğini ve onların kendisi için nasıl duada bulunduklarını, dünya ve ahirette nasıl bir sevaba ulaşacağını ve Allah’ın katında nasıl bir mükafatın onun için hazırlandığını bilseydi, kesinlikle oranın evi olmasını isterdi. Ziyaretçi yola düştüğünde konaklamak için eşyalarını nereye koysa orası ona dua eder, güneş üzerine doğduğunda ateşin odunu yaktığı gibi günahlarını eritir ve güneş onun günahından bir eser bırakmaz ve ziyaretten geri döndüğünde günahlarından bir eser kalmaz. Derecesi öyle bir şekilde yükseltilir ki Allah yolunda kanına boyanan ona ulaşamaz. Onun ziyaret ettiği yere bir melek görevlendirilir üç sene sonra tekrar ziyarete gelinceye veya ölünceye kadar onun için bağışlanma diler.”
Kamilu’z-Ziyarat s.289