السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا وَارِثَ آدَمَ صَفْوَةِ اللَّهِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا وَارِثَ نُوحٍ نَبِيِّ اللَّهِ
السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا وَارِثَ إِبْرَاهِيمَ خَلِيلِ اللَّهِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا وَارِثَ مُوسَى كَلِيمِ اللَّهِ
السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا وَارِثَ عِيسَى رُوحِ اللَّهِ
السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا وَارِثَ مُحَمَّدٍ حَبِيبِ اللَّهِ
السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا وَارِثَ أَمِيرِ الْمُؤْمِنِينَ عليه السلام (وَلِيِّ اللَّهِ)
Selam sana ey Safiyullah Âdem’in varisi Hüseyin!
Selam sana ey Nebiyullah Nuh’un varisi Hüseyin!
Selam sana ey Halilullah İbrahim’in varisi Hüseyin!
Selam sana ey Kelimullah Musa’nın varisi Hüseyin!
Selam sana ey Ruhullah İsa’nın varisi Hüseyin!
Selam sana ey Habibullah Muhammed’in varisi Hüseyin!
Selam sana ey Emire’l Müminin Ali’nin varisi Hüseyin!
السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا ابْنَ مُحَمَّدٍ الْمُصْطَفَى السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا ابْنَ عَلِيٍّ الْمُرْتَضَى السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا ابْنَ فَاطِمَةَ الزَّهْرَاءِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا ابْنَ خَدِيجَةَ الْكُبْرَى
Selam sana ey Muhammed Mustafa’nın torunu Hüseyin!
Selam sana ey Aliye’l Murteza’nın oğlu Hüseyin!
Selam sana ey Fatımat’uz-Zehra’nın oğlu Hüseyin!
Selam sana ey Hatice’yi Kübra’nın torunu Hüseyin!
السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا ثَارَ اللَّهِ وَ ابْنَ ثَارِهِ وَ الْوِتْرَ الْمَوْتُورَ أَشْهَدُ أَنَّكَ قَدْ أَقَمْتَ الصَّلاَةَ وَ آتَيْتَ الزَّكَاة – وَ أَمَرْتَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهَيْتَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَ أَطَعْتَ اللَّهَ وَ رَسُولَهُ حَتَّى أَتَاكَ الْيَقِينُ
Selam sana ey Allah yolunun şehidi ve Allah yolunda şehit olanın (Ali’nin) oğlu (Hüseyin)!
Ben şehadet ederim ki, doğrusu sen namazı kıldın (ayakta tuttun), zekâtı verdin, (insanlara) iyiliği emrettin, (onları) kötülüklerden sakındırdın ve sana ölüm gelinceye kadar Allah ve Resulüne itaat ettin!
فَلَعَنَ اللَّهُ أُمَّةً قَتَلَتْكَ وَ لَعَنَ اللَّهُ أُمَّةً ظَلَمَتْكَ وَ لَعَنَ اللَّهُ أُمَّةً سَمِعَتْ بِذَلِكَ فَرَضِيَتْ بِهِ
Allah’ın laneti seni katledenlerin üzerine olsun, Allah’ın laneti sana zulmedenlerin üzerine olsun ve Allah’ın laneti (senin başına gelenleri duyup ta) ona razı olanların üzerine olsun!
يَا مَوْلاَيَ يَا أَبَا عَبْدِ اللَّهِ أَشْهَدُ أَنَّكَ كُنْتَ نُوراً فِي الْأَصْلاَبِ الشَّامِخَةِ وَ الْأَرْحَامِ الْمُطَهَّرَةِ لَمْ تُنَجِّسْكَ الْجَاهِلِيَّةُ بِأَنْجَاسِهَا وَ لَمْ تُلْبِسْكَ مِنْ مُدْلَهِمَّاتِ ثِيَابِهَا
Ey Mevlam! Ey Eba Abdillah! Ey Hüseyin! Şehadet ederim ki doğrusu sen yüce ataların ve pak rahimli annelerin soyundan gelen bir nursun, cahiliyet pisliği seni kirletmedi ve şirk ve cahiliyet döneminin tozları sana bulaşmadı!
وَ أَشْهَدُ أَنَّكَ مِنْ دَعَائِمِ الدِّينِ وَ أَرْكَانِ الْمُؤْمِنِينَ وَ أَشْهَدُ أَنَّكَ الْإِمَامُ الْبَرُّ التَّقِيُّ الرَّضِيُّ الزَّكِيُّ الْهَادِي الْمَهْدِيُ وَ أَشْهَدُ أَنَّ الْأَئِمَّةَ مِنْ وُلْدِكَ كَلِمَةُ التَّقْوَى وَ أَعْلاَمُ الْهُدَى وَ الْعُرْوَةُ الْوُثْقَى وَ الْحُجَّةُ عَلَى أَهْلِ الدُّنْيَا
Ve şehadet ederim ki, doğrusu sen dinin direklerinden ve müminlerin dayanaklarından birisin!
Ve şehadet ederim ki, doğrusu sen iyilik sahibi, her türlü günahtan sakınan, razı olunmuş, pak, (insanları hidayet eden) önder ve (Allah tarafından) hidayet bulmuş imamsın!
Ve şehadet ederim ki, senin soyundan gelen imamlar takvanın özü, hidayetin sancaktarları, (tutulacak) sağlam ipler ve (Allah’ın) dünya ehline olan delilleridirler.
وَ أُشْهِدُ اللَّهَ وَ مَلاَئِكَتَهُ وَ أَنْبِيَاءَهُ وَ رُسُلَهُ أَنِّي بِكُمْ مُؤْمِنٌ وَ بِإِيَابِكُمْ (بِآيَاتِكُمْ) مُوقِنٌ بِشَرَائِعِ دِينِي وَ خَوَاتِيمِ عَمَلِي وَ قَلْبِي لِقَلْبِكُمْ سِلْمٌ وَ أَمْرِي لِأَمْرِكُمْ مُتَّبِعٌ
Allah’ı, Meleklerini, Peygamberlerini ve Resullerini şahit tutuyorum ki doğrusu ben size iman ettim ve dönüşünüze de yakinim var, din yolunda attığım her adım ve yaptığım tüm işlerin sonu sizin dostluğunuz üzerinedir. Kalbim sizin kalbinizle dost ve işlerimde sizlerin emirleriniz doğrultusundadır.
صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَ عَلَى أَرْوَاحِكُمْ وَ عَلَى أَجْسَادِكُمْ وَ عَلَى أَجْسَامِكُمْ وَ عَلَى شَاهِدِكُمْ وَ عَلَى غَائِبِكُمْ وَ عَلَى ظَاهِرِكُمْ وَ عَلَى بَاطِنِكُمْ
Allah’ın salât ve selamı size, sizin (pak) ruhlarınıza ve bedenlerinize, sizin hazır ve kayıp olanınıza ve sizin zahirinize ve batınınıza olsun!
Kaynak: Mefatihu’l Cinan